1 Ekim 2007 Pazartesi

GEZİLECEK YERLER

Kemer'in başta gelen çekiciliklerinden birisi doğa güzelliğidir. Deniz, orman ve dağlar bir noktada birleşmektedir. Örneğin deniz dalgalarının çam ağaçlarına kadar uzanması ve çam ağaçlarının plajlarda gölgelik olarak kullanılması oldukça cazip gelmektedir. Denizin berraklığı, ormanın yeşilliği Kemer'de bir başka güzelliktir.

Yakınında Faselis, Olympos gibi antik bölgelerin de bulunması bir başka çekiciliktir. Kemer'den Faselis ve Olimpos'a denizden ve karadan ulaşmak mümkündür. Son yıllarda Söğüt Cuması, Altınyaka Dere Köyü gibi yüksek yerlere safari turları da çevre çekicilikleri arasında yer almaktadır.

Peynirdeliği Mağarası
Peynirdeliği Mağarası, Gedelme Yaylası mevkiindedir. Antalya'nın Kemer ilçesinden Gedelme yaylası'na kadar her türlü aracın gidebileceği bir yol vardır. Köy merkezinden mağara ağzına 4 dakikalık patika bir yolla ulaşılır.Mağaranın 65 m. kuzeyinde Bizanslılara ait duvar ve kalıntıları vardır.
Peynirdeliği Mağarası'nın toplam uzunluğu 74 m olan mağaranın girişe göre en derin yeri -19 m. dir. Kuru, daha çok dikey mağara tipindedir. Mağaranın büyük bölümü kurudur. Sadece mağaranın sonunda ve en derin yerinde küçük bir gölcük vardır. Sonbaharda mağara ısısı 17ºC'dir. Peynirdeliği Mağarası ağzının büyük olması nedeniyle ısı açık havaya bağlantılı olarak değişir.
Peynirdeliği Mağarası içinde sarkıt, dikit ve sütunlar gelişmiştir. Çevredeki tabii güzellikler ve tarihi ören yerleri mağarayı çekici kılmaktadır.


Beldibi Mağarası
Beldibi Mağarası, Antalya-Kemer sahil yolunun yaklaşık 40. km'sinde Çamdağ tünelinin hemen çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağıdır. Obaköy mevkiindedir.
Deniz sahilinde 25 m. yükseklikte sığınak biçiminde bir mağaradır. Doğal tahribatla büyük ölçüde zarar gördüğünden içindeki dolgu tabakaları yağmur suları ve rüzgarla sürüklenerek akıp gitmiştir.
Beldibi Mağarası, Antalya bölgesinin ikinci önemli Prehistorik merkezidir. Tümü Mezolitik kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir. Yapılan kazılarda Üst Paleolitik ve Mezolitik döneme ait çakmaktaşı aletler ele geçirilmiştir. Ayrıca kaya altı sığınağının duvarlarında, şematize insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere devamlı açık olan bir arkeolojik SİT alanıdır.
Mezolitik Çağ'n, seramikli ve seramiksiz bölümleri en güzel bir biçimde, Beldibi Mağarası'nda bulunan malzemelerle tanınmaktadır. Çakmaktaşı gereçlerin yanı sıra, çanak-çömlek parçaları ve özellikle aşı boyası ile kayalar üzerine yapılmış yaban keçisi ve benzeri hayvan figürleri ile ilgi çekicidir. 1956 yılında E.Y Bostancı tarafından bulunan mağaradaki bilimsel kazılar, ancak 1959 yılında başlamıştır. 1960,1966 ve 1967 yıllarında kazıya devam edilerek doğuda altı metre derinliğe inilmiştir.
Çevresi çam ormanı ile kaplı Beldibi Mağarası üst Paleolilitik, Epipaleotilik ve Neolitik avcılar tarafından gerektiğinde bir sığınma ve yurt yeri olarak kullanılmıştır. Kazılarda Paleolitik, Mezolitik ve Mezolitik’ten Neolitik’e geçiş evrelerini yansıtan 6 katmanla karşılaşılmış; 4, 5 ve 6. katmanlar Üst Paleolitik döneme tarihlendirilmiştir.
Buluntular arasında, beyaz kalker ve deniz hayvanı kabukları, katkılı hamurdan iyi fırınlanmamış çanak çömlek parçaları, dar ağızlı kaplar ve çeşitli biçimli tutamaklarda vardır. Buna karşılık bezemeli parçalar bulunmamaktadır. Ayrıca çakmak taşından bol miktarda alet ve artıklar bulunmuştur. Bunlar arasında mikro kalemler, aylar, saplı uçlar, trapez biçimliler, saplı bıçaklar ve ok uçları, orak -bıçak dikkati çekmektedir.
Beldibi Mağarası'nda yaşayan toplulukların avcı ve toplayıcı oldukları, ancak çevrelerindeki yabani tahılları orak-bıçaklarla topladıkları, ele geçen diğer bulgulara bağlı olarak söyleyebilmek mümkündür. Karain Mağarası’nda eksik olan mezolitik kültürünü de bu yerleşme yeri tamamlamaktadır.

Sırtlanini Mağarası
Sırtlanini Mağarası, Antalya, Kemer Karacasu ilçesi, Yukarı Çamarası ile Nart/Gedik köyü arasında yer alır. Mağaraya her iki köyden de gidilebilir. 20-25 dakikalık bir yürüyüşle Narlıgedik köyü daha yakındır. Afrodisias harabelerine de yakındır. Toplam uzunluğu 348 m. (Ana Galeri: 147 m.) olan mağaranın girişe göre en derin noktası -32 m'dir. Yatay ve kuru bir mağaradır.
Sırtlanini Mağarası çok dar bir ağızla başlar, 4-5 m. sonra asıl mağara boşluğuna ulaşılır. Salon yan yana gelişip duvar şeklini alan sütunlarla 5-6 bölüme ayrılmıştır. Salona bağlı tüm odalar sarkıt, dikit ve sütunlarla süslüdür. Dışarıda ısı 28 °C, nispi nem % 44 iken, mağara içinde ısı 17 °C ve nem miktarı % 85'tir.

Üçoluk Yaylası
Üçoluk Yaylası, Kemer'den çam ağaçları arasından geçen 37 km’lik stabilize bir yolla ulaşılmaktadır. Antalya'nın güneybatısında, yaklaşık 1500 m. yükseklikte bulunan yayla, zengin bir flora ve faunaya sahiptir. Elektrik ve telefon gibi alt yapı hizmetleri olmayan yayladaki basit yayla evleri, sedir, çam, çınar ağaçları ile bütünleşmiş gibidir. Antalya ve Kemer halkının kullandığı yaylaya, seyahat acentaları tarafından kamp ve trekking programları düzenlenmektedir.

Paris Batığı
Kemer Yat Limanı'ndan bir buçuk kilometre kadar açıkta kum bir zemin üzerinde, 25 metre derinlikte yatmakta olan Fransız yük gemisi, Paris Batığı olarak bilinir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında batan gemi hakkında bugüne kadar detaylı bir araştırma yapılmadığı için batış nedeni bilinmemekte sadece rivayetlere dayanmaktadır.
"Balta kafa" diye tabir edilen geminin 1896 yılında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 3 güverte ve iki ambara sahiptir. Geminin baş altı ve ortada bulunan ambarının üstü ahşaptan yapıldığından geçen süre içinde epey zarar görmüştür.
Güvertedeki silah donanımının az olması nakliye gemisi olma ihtimalini bir hayli kuvvetlendirmektedir. Ambarlardaki birbirine kaynamış cephaneler, orta bölümdeki çini kaplı kısım ve kazana yakın bulunan el arabası ile kömür parçacıkları enteresan noktaları oluşturmaktadır. Son yıllarda dalıcıların bir hayli ilgisini çeken bu batığın bir çok ziyaretçisi bulunmaktadır.

Selçuklu Av Köşkü
Kemer çevresinde MÖ.IV.-VII.yüzyıla tarihlenen bir kilise kompleksi, Antalya- Kumluca karayolunun Kemer girişindeki orman içinde bulunan 1230-1248 yıllarına tarihlenen Selçuklu Av Köşkü bulunmaktadır. Bu av köşkü bölgenin tek Selçuklu yapısı olması yönünden ayrı bir önem taşımaktadır. Bu köşk üzerinde Tekelioğlu Beyliği'nin (1400) simgesinin bulunuşu da ayrı bir özelliğidir. Köşkün giriş kapısı ve ona yakın bulunan duvar yıkılmış olmakla birlikte, çatı ve duvarların büyük bölümü iyi durumdadır.

Hiç yorum yok: